Verilerin değerlendirilmesi ne demek ?

Ela

New member
Verilerin Değerlendirilmesi Nedir? Merakla Başlayan Bir Yolculuk

Selam dostlar,

Geçen gün iş yerinde bir arkadaşım bana “Verileri değerlendirmekten bahsediyoruz ama aslında neyi kastediyoruz?” diye sordu. O an fark ettim ki bu kavram, çoğumuzun duyduğu ama derinlemesine düşünmediği bir konu. O yüzden bu yazıyı hem kendi merakımı gidermek hem de sizlerle birlikte tartışmak için kaleme alıyorum. Çünkü “veri” sadece rakamlar ya da tablolar değil; insanların hayatlarının, tercihlerinin, duygularının izlerini taşıyan bir hikâye aslında.

---

Veri Nedir, Değerlendirmek Ne Demektir?

“Verilerin değerlendirilmesi” dediğimizde aklımıza genelde istatistikler, grafikler, raporlar gelir. Ama özünde bu süreç, ham bilgiyi anlamlı bir sonuca dönüştürme sanatıdır.

Bir veri analisti, bir öğretmen, bir doktor ya da bir anne-baba... fark etmez. Herkes aslında hayatında verileri değerlendirir.

Örneğin bir doktor, bir hastanın tansiyon ölçümlerine bakar, geçmiş verileri inceler, eğilimleri görür ve “Bu hastada hipertansiyon riski var” der. Bu, saf veriyi yorumlayarak karara dönüştürmenin bir örneğidir.

Ya da bir anne düşünün: çocuğunun son günlerde iştahının azaldığını, uykularının bölündüğünü ve neşesinin düştüğünü fark eder. Hiç tablo ya da grafik olmadan, verileri içgüdüsel olarak değerlendirir ve bir sonuç çıkarır: “Sanırım bir şey onu üzüyor.” İşte veri değerlendirmesi, sadece bilim insanlarının değil, hepimizin gündelik hayatının bir parçasıdır.

---

Bilimsel Açıdan: Verilerin Değerlendirilmesi Nasıl Yapılır?

Bilimsel olarak veri değerlendirmesi, üç temel aşamadan oluşur:

1. Toplama: Güvenilir ve doğru veriler elde edilir.

2. Analiz: Veriler işlenir, istatistiksel yöntemlerle anlamlandırılır.

3. Yorumlama: Elde edilen bulgular, gerçek dünyaya uygulanır.

Örneğin, 2023’te yapılan bir araştırmada (Nature Human Behaviour) veri değerlendirmesinin en büyük hatasının, sadece sayısal sonuçlara odaklanmak olduğu vurgulanıyor. Yani bir veri “%30 artış var” diyorsa, bu artışın arkasındaki nedenleri anlamadan sadece sayıya bakmak eksik kalıyor.

Gerçek hayattan bir örnek:

Bir şehirde trafik kazaları bir yıl içinde %15 artmış. Peki bu artış, sürücülerin dikkatsizliği yüzünden mi? Yoksa o yıl yollar yenilendiği için mi? Belki de raporlama sistemleri gelişti ve artık daha fazla kaza kayda alınıyor.

İşte verilerin değerlendirilmesi, neden sorusuna yanıt aramaktır.

---

Erkeklerin Bakış Açısı: Veriye Dayalı Karar Alma ve Sonuç Odaklılık

Birçok erkek forumdaşın yaklaşımı genellikle şu yönde: “Veri varsa, karar da nettir.”

Mühendisler, yatırımcılar ya da teknik düşünceye yatkın kişiler, veriyi bir pusula gibi kullanır.

Mesela bir girişimci düşünün: müşteri davranış verilerini inceliyor, satış trendlerine bakıyor, hangi ürünün ne kadar satıldığını analiz ediyor. Onun için veri, duygulardan bağımsız bir “hakikat ölçüsü”.

Ancak verinin sadece “ne” dediğine değil, “neden” dediğine de bakmak gerekir. Erkeklerin veriyle ilişkisinde genelde bir “kontrol” arzusu vardır; sistemi anlamak, düzen kurmak, belirsizliği ortadan kaldırmak. Bu da verilerin değerlendirilmesini oldukça rasyonel bir zemine taşır.

Ama soralım: her şey gerçekten sayılarla ölçülebilir mi? Bir projenin başarısı sadece kâr oranıyla mı anlaşılır, yoksa ekibin motivasyonu da bir “veri” midir?

---

Kadınların Perspektifi: Verinin İnsan Hikâyesine Dokunan Yüzü

Kadınlar genellikle verileri değerlendirirken daha bütünsel bir bakış açısı sergiler. Onlar için “veri” sadece rakam değil, insanların yaşadığı deneyimlerin toplamıdır.

Bir toplum gönüllüsü düşünün: şiddet mağduru kadınlar için bir araştırma yürütüyor. Topladığı veriler sadece “% oranlar” değil; her biri bir hayat hikâyesi, bir travma, bir mücadele.

Kadınların bu yaklaşımı, veriyle empati kurmayı sağlar. Yani sadece “ne oldu” değil, “nasıl hissedildi” sorusuna da yer verir.

Bu yüzden birçok sosyal araştırmada kadın araştırmacıların veriyi daha duygusal, ama aynı zamanda insan merkezli yorumladığı görülür.

Bir veri setinin ardında gizli bir insan hikâyesi varsa, o veri artık soğuk bir sayı değil, toplumsal bir yankıdır.

---

Verilerle Hikâye Anlatımı: Rakamların Ötesine Geçmek

Verilerin değerlendirilmesi sadece sonuç çıkarmak değil, aynı zamanda hikâye anlatmaktır.

Bir veri analisti düşünün: elinde milyonlarca satırlık bir tablo var. Ama o tabloyu anlamlı kılan şey, içinden çıkarılan hikâyedir.

Örneğin:

- 1000 kişinin uyku alışkanlıklarını incelediğinizde, hafta sonu uykusunun hafta içinden 2 saat daha uzun olduğunu görürsünüz. Bu basit bir bilgi gibi görünür. Ama bir hikâye anlatmaya başlarsanız şöyle dersiniz:

“İnsanlar artık dinlenmeye hafta sonu değil, hafta sonunu dinlenmeye borçlu.”

Ve bir anda veri, sadece bilgi olmaktan çıkar, insan davranışının aynası haline gelir.

---

Verilerin Değerlendirilmesinde Etik Boyut

Unutmayalım, her veri birinin hayatına dokunur. Yanlış yorumlanan bir istatistik, yanlış alınan bir karar demektir.

Bir okul yönetimi, sınav verilerini yanlış değerlendirirse, bir öğrencinin eğitim yolculuğu haksız yere etkilenebilir.

Bir şirket, müşteri verilerini yalnızca kâr amacıyla analiz ederse, insan faktörünü göz ardı edebilir.

Bu nedenle veri değerlendirmesi yalnızca teknik değil, etik bir sorumluluktur.

Her grafiğin arkasında bir insan vardır.

---

Gerçek Dünyadan Bir Hikâye: Küçük Bir Verinin Büyük Anlamı

Bir belediye, sokak aydınlatmalarının nerelerde yetersiz olduğunu tespit etmek için veri toplamış. Ancak sadece elektrik tüketim raporlarına baktıkları için, kadınların geceleri neden bazı sokakları tercih etmediğini fark edememişler.

Daha sonra sosyal veriler de dahil edilince, mesele netleşmiş: o sokaklarda güvenlik algısı düşüktü.

Yani teknik veri tek başına yeterli değildi; insan deneyimiyle birleştiğinde anlam kazandı.

Bu hikâye bize şunu hatırlatıyor: verilerin değerlendirilmesi sadece sayıları okumak değil, insanı okumaktır.

---

Forumdaşlara Sorular: Sizce Veri Ne Söyler?

Sizce, bir verinin değeri onu nasıl yorumladığımızla mı ilgilidir?

Rakamların soğukluğunu, insan hikâyeleriyle ısıtmak mümkün mü?

Erkek forumdaşlar, veriye daha çok sonuç için mi bakıyor?

Kadın forumdaşlar, verinin ardındaki hikâyeye mi odaklanıyor?

Yoksa ikisini birleştirmenin zamanı çoktan gelmedi mi?

Verileri konuşalım; ama sadece sayılar olarak değil, hayatın içinden parçalar olarak…